Öğrenme Bozuklukları (Disleksi) Nedir?
Öğrenme bozuklukları, zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlerde, yaş, zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda; okuma, matematik ve yazılı anlatımının beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla karakterizedir.
Yapılan çalışmaların büyük bir kısmında öğrenme bozukluğu sıklığı %2 ile %8 arasında değişmektedir ve okul çağı çocuklarının en az %5’ini etkilemektedir. Çalışmaların bir çoğunda erkeklerde daha sık görüldüğü belirtilmesine rağmen son yapılan çalışmalar cinsiyetler arası pek bir farkın olmadığını göstermiştir.
Öğrenme Bozuklukları (Disleksi) Belirtileri Nelerdir?
Dil Alanı
Konuşmanın gecikmesi, sözcük dağarcığının yaşa uygun olmaması, sözcük bulmakta güçlük, nesnelerin isimlerini ve eylem sözcüklerini karıştırma, dikkat çekecek ölçüde okuma hatası yapma, okuma hızının düşük olması, bir parçayı okurken satır, sözcük atlamak, yeni kelimeler öğrenmekte zorluk yaşamak, harfleri (b-d,m-n,f-v) karıştırmak, harf, sayı ya da sözcükleri(15-51,6-9,ve-ev,ne-en) ters okuma ya da yazma, uzun sözcükleri söylemede güçlük, yüksek sesle konuşmaktan kaçınma tipik klinik özelliklerdir.
Algısal-Kavramsal Alan
Renk, sayı ve geometrik şekilleri öğrenmekte zorluk yaşarlar. Eşleştirme, sıralama ve sınıflandırma zorlukları vardır. Zaman (sabah-akşam, dün-bugün), mekan (içeri-dışarı) ve yön (aşağı-yukarı, sağ-sol) kavramlarına ilişkin güçlükleri belirgindir.
Motor-Koordinasyon Alanı
El tercihinde gecikme görülebilir. Düğme iliklemek, giysileri giyinmek, kalemi hatalı tutma gibi ince ve kaba motor becerilerde sorunlar yaşarlar.
Duygusal-Sosyal Alan
Yaşından daha çocuksu davranırlar, yalnız başlarına ya da kendilerinden küçüklerle oynamayı tercih ederler, duygularının denetiminde zorlanırlar, iğneleyici şakaları anlamakta, akranları ya da iş arkadaşlarıyla geçinmekte sıkıntı yaşarlar.
Bu çocukların ya da gençlerin akademik becerileri aynı yaş ve zeka seviyesindeki akranlarından daha düşük bir düzeyde olmasına rağmen güçlü ve yetenekli oldukları alanlar da bulunabilmektedir.
* Farklı merak ve ilgileri olabilir.
* İlgi duydukları alanlarda kolay kavrayabilir ve zengin bilgi birikimine sahip olabilirler.
* Sözcükler yerine resimlerle düşünebilirler.
* Kimilerinde el becerileri çok iyi olabilir.
* Hayal güçleri zengin ve farklı olabilir.
Öğrenme bozukluğu olan çocuklar, özellikle büyük çocuklar ve ergenler dikkat sorunları, yıkıcı davranış bozuklukları ve depresif bozukluklar açısından daha fazla risk altındadırlar. Öğrenme bozukluğu olan çocukların %25 inde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu saptanmıştır. Öğrenme bozukluğu olan çocuklar daha yüksek kaygı seviyesine sahiptirler.
Öğrenme Bozuklukları (Disleksi) Neden Olur?
Yaygın olarak kabul edilen görüşe göre, öğrenme bozukluğu çeşitli genetik ve çevresel etkenlerle belirlenen, biyolojik temele dayalı bir işlevsel bozukluktur.
Kognitif, beyin görüntüleme ve genetik çalışmalardan elde edilen veriler öğrenme bozukluğu (özellikle okuma bozukluğu) için en doğru tanımlamanın genetik kökenli nörobiyolojik bir bozukluk olduğu yönündedir. Yapılan aile ve ikiz çalışmalarında öğrenme bozukluklarının gelişiminde güçlü bir genetik bileşen olduğu yönündedir.
Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında öğrenme bozukluğu olan bireylerin otopsileri incelendiğinde tüm olguların temporal loblarında, planum temporale asimetrisi ya da ters asimetri olduğu, hücresel düzeyde ise özellikle sol sylvian fissur çevresinde ektopik hücreler, displaziler, polimikroglialar saptanmıştır.
Okuma bozukluğu olan çocukların öyküsünde gebelik komplikasyonlarına, prenatal ve perinatal zorluklara sık rastlanmaktadır. Aşırı düşük doğum ağırlıklı ve çok erken doğmuş çocuklar okuma ve diğer öğrenme bozuklukları açısından risk altındadırlar.
Öğrenme Bozuklukları (Disleksi) Tanısı Nasıl Konur?
Okul başarısızlığı olan her çocuk öğrenme bozukluğu değildir. Tanının özenle konulması ve çocuğun gelişiminin dikkatle izlenmesi gerekmektedir.
Çocuğu iyi bir şekilde değerlendirmenin amacı:
* Performansının seviyesini belirlemek
* İlerlemesindeki eksikliği açıklamak
* Öğrenme şeklini belirlemek
* Güçlü ve yetenekli olduğu alanları belirlemek
* İlgi duyduğu alanları ve motivasyonunu arttıran durumları belirlemek,
olmalıdır.
Tanı aşamasında aşağıdaki adımların izlenmesi gerekmektedir:
* Çocuğun öğrenme bozukluğu olup olmadığını belirlemek: Şimdiki akademik başarısı ile öğrenme potansiyeli arasındaki farklılığa ve zihinsel işlevlerindeki gelişimsel sürece dikkat edilmektedir.
* Çocuğun nasıl öğrendiğini belirlemek ve öğrenmeyi artırıcı bir plan geliştirmek
* Öğrenme sorununun olası nedenleri kadar eşlik eden duygusal, çevresel ve psikolojik etkenleri de ele almak
* Olası eşlik eden tanıları göz önüne almak
Değerlendirme aşamasında ayrıntılı öykü almaya, klinik gözlemlere ve nöropsikolojik testlere ihtiyaç duyulmaktadır. Öğrenme bozukluğu olan ya da olmasından kuşkulanılan çocuklarda kullanılan testler 3 ana bölüme ayrılmaktadır:
1) Zeka Testleri
Zeka seviyesi ve zekanın özel alanları ile ilgili bilgi vermektedir. WISC-R gibi testler çocuğun zeka seviyesini belirlemenin yanı sıra güçlü ve zayıf yönleri, öğrenme stiline ilişkin önemli bilgiler sağlamakta ve tedavi programlarını planlamakta yardımcı olmaktadır. Bu ölçeklerde çocuğun sözel, performans ve toplam zeka puanına ilişkin 3 ayrı veri elde edilmektedir.
2) Akademik Başarı Testleri
Okuma, yazma, okuduğunu anlama, matematik ve el becerilerini içeren testler içermektedir. Bu testler çocuğun akranları ile karşılaştırıldığında özel bir öğrenme alanındaki başarı düzeyini belirlemekte ve güçlüğü ile ilgili bilgiler sağlamaktadır.
3)Diğer Özel Yetenek Testleri
Dil, motor, duyu-duyusal tanıma ve algı ile ilgili testleri kapsamaktadır. Bender-Gestalt Görsel Algı Motor Testi, Benton Görsel Hatırlama Testi, Peabody Resim Kelime Testi, Harris Lateralleşme Testi bu testlerden bazılarıdır.
Öğrenme Bozuklukları (Disleksi) Tedavisi Nasıl Yapılır?
Öğrenme Bozukluğunun etiyolojisinde tek bir neden saptanmadığı ve öğrenme bozukluğu olan çocuklar birbirinden farklı özellikler taşıdığı için tek bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Gerek tanı gerekse tedavi yöntemlerindeki çok disiplinli yaklaşımın çocuğun başarı sansını arttırdığı bilinmektedir.
Tedavinin Temel İlkeleri
* Özel eğitime engel olacak eşlik eden ek psikiyatrik hastalıklara yönelik tedavi planı oluşturmak
* Ailenin kısa süreli, gerçekçi amaçlar belirlemesini ve bu amaçlara odaklanmasını sağlamak
* Çocuğun gereksinimlerine uygun ve gerçekçi bir eğitim programı düzenlemek
* Dikkat, bellek, motivasyon, öğrenme ve ders çalışma becerileri konusunda çocuğa ve aileye danışmanlık vermek
* Çocuğun benlik saygısının geliştirilmesi konusunda aileyi yönlendirmek
Çocuğun güçlü ve zayıf yönleri değerlendirildikten sonra Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı düzenlenir. Program, çocuğun güçlüklerine ve gereksinimlerine göre düzenlenen uygun öğrenme etkinlikleri kadar, çocuğun güçlü yönlerini geliştiren-özel becerilerini de dikkate alan bir eğitimi de kapsamalıdır.
Kaynaklar
1) Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı, HSM Basım Yayın, Ankara, 2008
2) Amerikan Psikiyatri Birliği (2013) Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı(DSM 5) (Çev. ed: E. Köroğlu) Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 2014
3) Kaplan and Sadock’s Concise Textbook of Child and Adolescent Psychiatry (2009), Lipincottt Williams&Wilkins, Güneş Tıp Kitapevleri