Anı Yakalayın
Anı Yakalayın

Anı Yakalayın

Bugün Dünya Fotoğrafçılık Günü. Cep telefonlarına kameraların yerleşmesi ve kalitesinin artması ile beraber hepimiz birer amatör fotoğrafçı olduk. Profesyonel olarak da ilgilenenlerin sayısı arttı. Fakat fotoğraf çekme ve sergileme imkanı arttıkça, anı yakalayacağımıza, kaçırmaya başladık. 

Anı yakalamak deyimi fotoğrafçılıkta; görülmesi, şahit olunması ve yakalanması zor anları “yakalamak”, yani fotoğraflamak anlamında kullanılır. Nadir açan bir çiçeğin çekimi, bir hayvanın usta hareketleri, insanlığın hafızasında yer edecek toplumsal bir olay, doğanın eşsiz oyunları,… Örnekler çoğaltılabilir. Temel amaç duygusal bir derinliği sonra hatırlamak üzere “çıpalamak”tır. Bu sayede de iyi ya da kötü anımsanması gereken duygu yüklü anı hatırlanır. Fakat bazen fotoğraf çekme ve sosyal medyada paylaşım merakı, o anın derinlemesine yaşanmasına izin vermez. “An” anda yakalanamaz ama fotoğrafta yakalanır. Böyle olunca da yüzeyel bir sürü anı birikimi ve duyguların yüzeyelleşmesi ile sonuçlanır. 

Anılar ruhsal yapının tuğlalarıdır ve siz ne kadar yüzeyel, ne kadar zayıf tuğlalarla çalışırsanız, yapınız o kadar da zayıflamaya başlar. Anı yakalayamamanın bir sonraki sonucunda bunu görürüz. Eğer şu ana odaklanamayıp, geçmişteki pişmanlıklarınıza, yaptıklarınıza ya da yapmadıklarınıza, size yapılanlara ya da yapılmayanlara fazla odaklanırsanız, teknik olarak adına “depresyon” ediğimiz durum ortaya çıkar. Eğer yine ana odaklanamayıp, gelecekteki başınıza gelebileceklere, yapacaklarınıza ya da yapamayacaklarınıza, size yapılacak ya da yapılmayacaklara odaklanırsanız da çeşitli “kaygı bozuklukları” ortaya çıkar. 

Hepimiz zaman zaman geçmişe ya da geleceğe gideriz. Hatta bazen anın gereği olarak gideriz. Okuduğunuz lisenin önünden geçerken. Mezun olunan fakültenin ismini duyduğunuzda. Ya da şimdi bir çok gencin yaşadığı gibi, yapacağınız işi ya da okuyacağınız okullarla ilgili seçim yaparken… Geçmişe de gidilir, hatırlanır. Geleceğe de gidilir, planlanır. Evet bazen sınav öncesi kaygı nedeniyle uykusuz kalırız. Zaten bunun süreğen olmasıdır Kaygı Bozukluğu. 

Ama birçok inanç ve felsefe sisteminde de olan “Mindfulness”ı, yani anın farkında olabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Zaten 3. dalga terapiler de denilen bazı Farkındalık (ya da Mindfulnes) temelli terapiler de var. Hem Bilişsel Davranışçı Terapilerden köken alan bazı ekoller, hem de Psikodrama “Anı ve Mekanı”, “Şimdi ve Burada” diyerek yakalamayı öğretiyor. 

Herkese biriktirebileceği ve yakalayabileceği güzel anlar, anılar diliyorum. Dünya Fotoğrafçılık Günü Kutlu olsun