Şeker mi Şükür mü
Şeker mi Şükür mü

Şeker mi Şükür mü

Hicretin ikinci yılından beri Ramazan ayında tutulan oruç sonrası bayram kutluyoruz. Yalnız İslamiyet değil, Semavi dinler başta olmak üzere, tüm din ve inançlar farklı şekil ve günlerde olsa da orucu tavsiye etmektedir. Peki neden?

Tüm dinler insan ve toplum yaşamını düzenleme üzerine çeşitli kurallar koyarlar. Oruç, dinler arasında en çok ortaklaşan ibadet ve disiplin yöntemlerinden biridir. Avcı toplayıcı dönemde, istemese de yiyecek bulamayan insan vücudunun yememe periyotları olmuştur. Bu nedenle fizyolojik olarak da yapısı açlığa uyum sağlamıştır. Tarım ve sonrasında üretimin artması ile eskiye göre yiyecek bulması kolaylaşmış ve açlık süresi kısalmış, öğün sayısı kültürel olarak değişmekle beraber artmıştır. Bu noktada hemen hemen tüm coğrafyalarda, inancı ne olursa olsun oruç tutmuş, daha önce belki de binlerce yıl fizyolojisi için daha sağlıklı olana geri dönmüştür. Hatta son yıllarda “İntermittant Fasting” ile ilgili bolca yayın ve kitap yayınlanmıştır. (Bir örnek olarak Dr. Jason FUNG’un çok satan kitabı : The Obesity Code ) Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda yaza denk gelmesi ve uzun sürmesi nedeniyle özellikle kronik hastalığı olanlar için risk olsa da, daha sağlıklı bir vücut için önerilmektedir.

Oruç tutmanın asıl önemli noktası ise psikolojiktir. Psikolojik arka planda, dinler ve inançlar açlık gibi son derece temel ve gerekli bir dürtüyü bile kontrol edebilmeyi öğretmek için orucu öğütlerler. Toplumsal hayatta belli normlara uyabilmenin en temel kuralı otokontroldür. Psikolojik dayanıklılığın bir örnek çalışması olarak öğütlenmiş, aslında yalnızca açlık değil; yalan söylememe, harama el sürmeme gibi ahlaki kurallar da özellikle İslam’da şart koşulmuştur. Yine benzer biçimde cinsel dürtülerin kontrolü için özellikle İslam’da cinsellik de oruç süresince yasaktır. Her ne kadar psikolojik boyutu ikinci planda kalsa da, asıl amacın da bu olduğu söylenebilir. Bayramın ismi bile daha önce “Şükür” Bayramı (bkz. Murat Bardakçı’nın köşe yazısı) iken, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde insanların kışlalara gönderdiği tatlı ikramı ve dağıtılan şekerler nedeniyle “Şeker” e dönüşmüştür.

Ve en başında söylediğimiz gibi bu yazıda derlendiği üzere, farklı inançlarda farklı şekillerde oruç tutma görülmektedir. İster ibadet, ister diyet olarak oruç hayatlarımızda var olmaya devam etmektedir. Ne niyetle tutuyor ya da yapıyor olursanız olun, orucun size sağlık sıhhat getirmesini diliyor, hepinizin Ramazan Bayramını kutluyorum.

Bir kez gönül yıktın ise

Bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi

Elin yüzün yumaz değil

Yunus Emre